Ana içeriğe atla
"ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE" ŞİİRİNİN TAHLİLİ
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE ŞİİRİNİN TAHLİLİ
Mehmet Akif'in Şiir Gücü ve "Çanakkale Şehitleri'ne" Şiirinin Tahlili
Mehmet Akif ERSOY, Türk Edebiyatına ve Türk insanın kalbine şiirlerinden önce belki de karakteriyle girmiş tek şairimizdir. Bu onun şiirlerinin zayıflığından değil, karakterinin güçlü olmasındandır. "M. Akif yakın devir siyasi tarihimizde de, edebiyat tarihimizde de en çok bahsedilen şairlerimizin başında gelir. Hakkında kitap halinde yüze yakın çalışma vardır. " 1 Safahat baştan sona Akif'in hayatından ve Türk insanının gerçekleriyle örülmüş canlı hayat tablolarıyla doludur. M. Akif bir İslamcı şair olarak, zühd içindeki bir derviş değil, hayatın ve gerçeklerin içinde, tam ortasında mücadele eden, bağıran, kendini ortaya koyan toplumcu bir şair, bir dava adamıdır. Devrinin sosyal-siyasi yapısı, onun şiirlerinde büyük yer tutar. "Türk edebiyatında onun kadar içinde yaşadığı devri, bütün teferruatı ile gören ve gösteren başka bir şair yoktur denilebilir. Safahat, adeta muayyen bir nokta-i nazardan tasvir edilen bir romana benzer: Sokak, ev, kulübe, saray, meyhane, cami, köy, şehir, fakir, zengin, dindar, dinsiz, cılız, pehlivan, korkak, kahraman, halk, yüksek tabaka, münevver, cahil, yerli, yabancı, Avrupa, Asya, ticaret, siyaset, harp, sulh, şehircilik, köycülük, mazi, halihazır, hayat, hakikat hemen hemen herşey Akif'in duyuş ve görüş sahnesine girer. Ve bunu yalnız şiirle değil, bütün ifade vasıtalarıyla anlatır: Tasvirler yapar, portreler çizer, hikayeler söyler, fıkralar anlatır, konuşmalara başvurur, vaaz eder. Komik, trajik, öğretici, hamasi, lirik, hakimane her olayı, her tonu kullanır. Bu suretle Akif, şiirin hududunu nesir kadar, edebiyat kadar genişletir; hatta edebiyatı da aşar, onu hayatın da kendisi yapar."
Yorumlar
Yorum Gönder